Bir Bütün Olarak Sağlık
DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ
Sağlık denildiğinde aklımıza gelen çoğu zaman için beden sağlığı oluyor sanırım. Bedenimizi bir ağrısı sızısı, sorun çıkaran bir yeri var mı yok mu diye sık sık dinleriz de durup kendimizi, ruhumuzu dinlemek pek de sık yaptığımız bir şey değil galiba. Çoğumuz eğer hasta değilsek bedenimizde bize sorun çıkaran bir uzvumuz yoksa kendimizi sağlıklı olarak değerlendiriyor ve devam ediyoruz uğraşlarımıza.
Oysa ki; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlığı; yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil, aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor. ‚‘‘Tam bir iyilik hali” oldukça öznel bir tanım olmakla beraber yine de farkındalık açısından önümüze bir ışık tutuyor.
SAHİDEN DE SAĞLIKLI MIYIZ?
Yine DSÖ verilerine göre dünyada her kırk saniyede bir kişinin yaşamına son verdiğini okumuştum geçenlerde. Kocaeli’de de birkaç hafta önce gencecik Furkan ayrıldı aramızdan yüreklerimizi burkan mektubunu ardında bırakarak. ‘‘Bazı duygulardan yoksun büyüdüm‘‘ diyordu. “Kimseyi suçlamak istemem ama değer ve şefkat gördüğümü hissetmedim, özümü ve yeteneğimi keşfedemedim, ne olmak istediğimi neyi sevdiğimi çözemedim.” Furkan “çıkmazdayım” diyordu aslında bize kısaca. “Önümü yalnız başıma göremedim, etrafımı da tüm bu sorunlarımı doğrudan konuşarak rahatsız edip endişelendirmek istemedim.” Onun mektubunu okuduğumda zihnimde sürekli uyarı ışığı veren düşünce şu oldu; “karanlık bulduğun, çıkmaz sandığın o yolu, beraber aydınlatsaydık da, beraber çıksaydık o yoldan keşke, keşke sana yardım edebilseydim, keşke yardım isteseydin.”
Odamda yardımım için başvurmuş hastalarımla başbaşa kaldığımda, bazen onların ağzından şunu duyarım ”Tanımadığınız birine hikayenizi, kendinizi anlatmak çok zor” sonra beraber düşünürüz, zor olan sahiden bana anlatmak mı? Yoksa zihninin karanlık dehlizlerinde gezintiye çıkıp kendinle yüzleşmek mi? diye..
Bazen de ”belki size komik ve ya basit gelecek bu anlattıklarım sen de buna sorun mu diyorsun diyeceksiniz ama…” deyip lafa başlarlar biraz kırgın,mahçup, utanmış bir halde.
”Buraya gelip gelmemekte çok kararsız kaldım, sahiden bu kadar güçsüz müyüm? diye kızdım kendime” diyenlerle de karşılaştım odanın içerisinde.
”Buraya geldiğimi ailemden kimse bilmiyor, söylersem hakkımda deli olduğumu düşünecekler”
Tüm bunlar ve burada sıralayamadığım türlü yanlış inanışlar neticesinde, bu yardımı almak isteyenin utana sıkıla bizlere başvurduğunu ve bazılarının da hiç cesaret edemeyip ihtiyaç hissetse de bundan geri durduğunu fark ettim ve bugün yani 10 ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde bahsetmek istediğim tek şey bu oldu.
PSİKOLOJİK YARDIMA BAKIŞ AÇIMIZ. BİZ ONU ASLINDA NE SANIYORUZ VE O GERÇEKTE NE?
Ruh sağlığı sorunları da tıpkı tüm diğer sağlık sorunları kadar hayatidir. Böbreğinizle ilgili bir sorun yaşadığınızda ya da kalbinizle ilgili bir problem olduğunu düşündüğünüz anda bunu erteler misiniz? Ya da diyelim ki diyabetiniz var. Bundan utanıp sıkılıp bahsetmeye çekinir misiniz? Konu ruh sağlığı sorunlarına geldiğinde tedaviyi sürekli erteleme ya da bahsetmekten çekinme eğilimimiz var. Oysa bu rahatsızlıklar da diğer tüm sağlık sorunları gibidir sanılanın aksine yalnızca güçsüz kişiler ya da başarısız kişiler değil herkes deneyimleyebilir ve bu sorunlar tedavi gerektirir.
Bununla beraber bu yardımı almak için illa psikopatolojik bir tablo göstermek gerekmez. Ya da çok travmatik yaşam durumlarına maruz kalmak bu yardıma tek sebep değildir. Kişinin günlük yaşam olaylarındaki öznel rahatsızlığı destek almak için yeterlidir. Temelde en basit anlatımla psikolojik destek alma hayat amacımızı ve değerlerimizi gerçekleştirebilmek için ihtiyacımız olan herhangi bir destektir. Odamızdaki kimseler güçsüz, başarısız, dirayetsiz ya da en amiyane tabirle deli kimseler değildir. Aksine kendisiyle yüzleşebilme cesaretini gösterebilmiş ve daha anlamlı bir hayat sürme gayesinde olan kimselerdir.
Bütünüyle sağlıklı bir yaşam için sadece bedenini değil ruhunu da koru diyerek, hepinize sağlıklı günler dilerim…
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günümüz kutlu olsun…
Yorum Gönder